SİYONİZMİN ÖZÜ

Siyonizm İsrail'in devlet ideolojisidir. Yahudiler neden seçilmiş insanlar olduklarına inanıyorlar? Yahudi diasporasının bir Yahudi geleneği olarak önemi nedir? Neden Siyonizm bir yandan Yahudiliğin devamı, diğer yandan onun reddiyesidir?

Her din gibi Yahudiliğin de birçok boyutu vardır. İster övgü ister kınama olsun, bu konu hakkında basit bir şekilde konuşmak ilkeldir.

Yahudilik, Yahudilerin seçilmiş insanlar olduğu inancına bağlıdır (öncelikle dini anlamda). Amaçları İsrail'in Kralı olacak Mesih'i beklemektir. Dolayısıyla onların dinleri Mesih'in beklentisiyle ilişkilidir.

Yahudiliğe göre ilk binyılın başında Yahudiler diasporaya girdiler. İkinci Tapınak yıkıldı; bu, onların dağılmalarının iki bin yıllık tarihinin başlangıcını işaret ediyordu. Bu dönem Yahudi geleneğinin bir parçasıdır. Amaç, İsrail'in geçmiş tarihsel dönemlerde biriktirdiği günahların kefaretidir. Eğer bu kefaret gerçekse ve tövbe derinse, o zaman Yahudi geleneğine göre, seçilmiş halkın kutsanmasını simgeleyen Mesih ortaya çıkacaktır. Bu durumda, Yahudilerin İsrail'e dönüşü, bağımsız bir devletin kurulması ve Üçüncü Tapınağın yaratılması gerçekleşecektir.

Bu, Yahudi beklenti kültürünün yapısıdır. Bu yaklaşımın en tutarlı temsilcileri Neturei Karta hareketinden gelen kökten dincilerdir. Yahudi Tanrısının sürgünün zorluklarına katlanmayı emrettiğini, bu nedenle kişinin sonunu beklemesi ve günahların kefareti olması gerektiğini söylüyorlar. Ve Mesih geldiğinde kişi Vaat Edilmiş Topraklara dönebilir.

Siyonizm Yahudi Satanizmidir, Yahudiliğin içindeki Satanizmdir ve Yahudiliğin tüm temellerini altüst eder.

Nasıl oldu da devlet kuruldu, yasaklar çiğnendi? Modern İsrail'in Yahudi diniyle neden tamamen çelişki içinde olduğunu anlamak için on yedinci yüzyıla, Siyonizmin habercisi olan sahte Mesih Şabbtai Tzvi'nin dönemine dönmek gerekir. Kendisinin Mesih olduğunu ve bu nedenle Yahudilerin İsrail'e dönebileceğini iddia etti. Shabbtai Tzvi'nin kaderi üzücüdür. Filistin iddialarıyla Osmanlı padişahının huzuruna çıktığında kendisine bir seçenek sunuldu: Ya başı kesilecek ya da İslam'a geçilecek. Sonra tuhaf bir şey oldu: Shabbtai Tzvi Müslüman oldu. O dönemde bu durum Yahudi cemaatleri için büyük bir hayal kırıklığıydı.

Bununla birlikte, Shabbtai Tzvi'nin (Sabataycılık) takipçileri ortaya çıktı; özellikle öğretileri Aşkenazi ve Doğu Avrupalı Yahudiler arasında yayıldı. Eskatolojik veya mesihsel bir yönelimi olmayan, ancak Kabalistik öğretileri sıradan insanlar arasında yayan Hasidik hareketi paralel olarak gelişti.

Bazı Sabataycı mezheplerde (özellikle Polonya'daki Frankistler arasında) bir teoloji ortaya çıktı: Güya, Sabatay Tzvi gerçek Mesih'ti ve kasıtlı olarak İslam'a geçiş yapmıştı; böylece 'kutsal bir ihanet' işledi (Mesih'in gelişini hızlandırmak için Yahudiliğe ihanet etti).

Bu mantıkla kolaylıkla başka dinlere geçilebilmektedir. Örneğin Jacob Frank, Yahudilerin Hıristiyan bebekleri yediklerini ileri sürerek önce İslam'a, ardından Katolikliğe geçti. Talmudizmin tüm biçimlerini tamamen ihlal etti ve inancına ihanet etti; ancak Frank'ın gizli doktrini, on yedinci yüzyıldan sonra Mesih kavramının değiştiğini öne sürüyordu. Artık Yahudilerin kendileri Mesih oldular; bir mesih beklemeye gerek yok, dolayısıyla dinine ihanet etsen bile, sen kutsalsın - sen Tanrısın.

Böylece Siyonizm için entelektüel bir ortam yaratıldı. Siyonizm Yahudi Satanizmidir, Yahudiliğin içindeki Satanizmdir, Yahudiliğin tüm temellerini altüst eder. Yahudilikte Mesih'in gelişini beklemek gerekiyorsa Siyonizmde Yahudi zaten Tanrı'dır. Bunu Talmud emirlerinin ihlalleri takip ediyor.

Bu durum Siyonizm ile Yahudilik arasında özel ilişkilere yol açmaktadır. Siyonizm bir yandan Yahudiliğin devamıdır; öte yandan bu, Yahudiliğin çürütülmesidir. Siyonistler tövbe edecek bir şey kalmadığını söylüyor; yeterince acı çektiler ve onlar Tanrı'dır.

Bu, yalnızca İsrail'e değil aynı zamanda laik Yahudilere, Yahudi liberallere, Yahudi komünistlere, Yahudi kapitalistlere, Yahudi Hıristiyanlara, Yahudi Müslümanlara, Yahudi Hindulara vb. dayanan modern Siyonist devletin tuhaflığını açıklıyor.  Bunların hepsi de Frankizm ağını temsil ediyor – her biri rahatça kutsal bir ihanet işleyebilir, bir devlet kurabilir, küresel egemenlik iddia edebilir ve Siyonizm'i eleştirmeyi yasaklayabilir (bazı Amerikan eyaletlerinde İsrail devletini eleştirmek antisemitizmle eşdeğerdir).

Atılacak son adım Mescid-i Aksa'yı havaya uçurmak ve Üçüncü tapınağın inşaatına başlamaktır. Bu arada, Knesset tarafından Tapınak Tepesi'nin araştırılması için fon çoktan tahsis edilmiş durumda; her şey bu yönde ilerliyor.

Bu kadar derin metafizik kökleri olan bir çatışma, BM'ye 'uzlaşalım', 'insan haklarına uyalım' gibi söylemlerle nasıl bastırılabilir? Filistin çatışmasında bu insan haklarını uzun süre göz ardı ettiler. Üstelik onlardan giderek daha absürt ifadeler duyuyoruz; örneğin, Sami Filistinlileri savunan insanları antisemitizmle suçlamak gibi.

Hipnozun, saçmalık sisinin ve bilincin postmodernist parçalanmasının ötesine geçersek, Ortadoğu'da olup bitenlerin çok ilginç ve dehşet verici bir resmini göreceğiz.

Çeviri: Nilgün Yorgancı